Yeni single’ın Vicious Delicious yayınlandı, aynı adlı albümün de 31 Ekim’de geliyor. Albüme adını veren şarkı senin için ne ifade ediyor?
Albüm, “lezzetli derecede vahşi” ve “vahşi derecede lezzetli” olana dair. Bu yüzden o şarkıyı başlığa taşıdım; aşk ve tehlike temalarının tamamını özetliyor. Sound olarak çekirdeğinde grubum var. Sonrasında dönen yaylılar, tuhaf synth’ler ve bazen çıldıran üflemelilerle süsledik.

Müzikteki gizem ve eğlenceli oyun ruhunu özlediğini belirtiyor; gerçek ile kurmacayı da sıkça birbirine karıştırıyorsun. Sahnedeyken masal ile gerçek arasında bir sınır çiziyor musun peki?
Hiçbir sınır yok. Hepsi birbirine dolanıyor. Gerçeğin nerede bittiğini, hikâyenin nerede başladığını bilmemek eğlenceli.
Dinner @ Brasserie Zédel, en sevdiğin Soho mekânına bir aşk mektubu olarak yazılmış. Bugün bu şarkı senin için hangi anıyla özdeşleşiyor?
Artık konserleri o şarkıyla kapatıyoruz. Onu duyduğumda ön sıradaki o güzel yüzlerin benimle birlikte kendinden geçişini görüyorum. Bu şarkı artık o yüzlerle özdeş.
Matador’dan He’s My Man’in karanlık dramatizmine uzanan çizgide, arzuyu ve tehlikeyi yazarken ahlak dersi vermeden nasıl ayarda kalıyorsun?
Sadece yaşadığım hikâyeleri ve tanıdığım karakterleri çok açık biçimde yazıyorum. Sonra da üzerini kadife bir fiyonkla bağlıyorum.

Müzikal çizgin crooner/jazz köklerini gotik-noir dokularla harmanlıyor. Bu karışımı dengeleyen şey nedir?
Aslında fazla düşünmüyoruz. Çocuklarla bir araya gelip yüz yüze çalıyoruz. Ve o büyülü kaydı yakalayana kadar devam ediyoruz.
4 Eylül 2025’te Zorlu PSM — %100 Studio’da Türkiye’deki ilk konserinizi vereceksiniz. İstanbul’a özel sürprizler olacak mı?
Evet, ilk kez Türkiye’de sahneye çıkacağız. O yüzden hafızalara kazınacak kadar çılgın bir şey yapmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Hep birlikte göreceğiz.